Herkese Merhabalar 😊

Bugün sizlere çevremde çok gözlemlediğim bir şeyden bahsedeceğim. Sadece bizim ülkemizde mi yoğun yoksa tüm dünya mı böyle bilmiyorum ama biz kesinlikle böyleyiz. Her duyduğumuza inanıyoruz. Bazende duymadan önce fikir sahibiyiz. Bu derece peşin hükümlü olmayı nasıl beceriyoruz baya merak ediyorum.

Bu özelliğimi nereden ya da nasıl kazandığımı bilmiyorum. Çocukluğumdan beri duyduğum şeyleri ya da okuduğum şeyleri araştırırım. Bu özellik çocukken biraz zorluyordu kabul. Özellikle komşular benim yanımda annemi uyarır gereğinden fazla meraklı olduğumu luzumsuz şeylerle kafamı doldurduğumu söylerdi. Neyse ki ailem bu konuda benim yanımda duruş sergiledi. Şimdilerde iyi ki edinmişim dediğim bu alışkanlığım önceleri ansiklopedilere bakmak kütüphaneye uğramakla geçiyordu.  İnternet kullanımı arttıkça işim hem kolaylaştı hem zorlaştı. İnternet kullanmasını bilene bilgi dünyası. Bir yandan da bir sürü yalan haber ve bilgiyle dolu. Dönem dönem ortaya çıkan bilim adamlarının aslında hiç yapmadığı araştırma sonuçlarından tutun, gerçeği saptıran haberlere kadar ne ararsan var. Birde birbirini kopya eden siteler var. Haber zaten yalan bide üstüne birden fazla yerde yayınlanıyor. Durumu örneklemek için severek takip ettiğim bir youtube içerik üreticisinin bir videosundan örnek vermek istiyorum. (Barış Özcan: hangi videosu olduğunu hatırlamıyorum). ''Bilim adamları her yıl uçak kazasında ölenlerin sayısı eşek tepmesi sonucu ölenlerin daha az olduğunu kaydetti.'' Hangi bilim adamı ve bu haberin dayandığı kaynak nerede. Bilinmiyor ama bunu azıcık süslü cümlelerle bezenmiş bir yazıda okusaydık inanır bir de aaa öylemiymiş derdik kesinlikle.

Birde doğru olup detaylarını bilmediğimiz haberler var. Bu duruma yakın tarihten bir örnek vermek istiyorum. ''Torun bakan büyükanneye maaş verilecek.'' Haber doğru mu doğru güvenilir ağızdan mı açıklandı kesinlikle evet. Yalnız açıklama yapılırken iki önemli nokta var. Birincisi öncelikle pilot bölgelerden seçilecek 1000 aileye verilecek olması. İkincisi ise bakanımız açıklama yaparken belirli kriterler arayacağız diyor. Sonra bir araştırıyoruz ki 65 yaş üzerindeki büyükanneden sağlık raporu istenecekmiş. 65 yaş üzerinde olan bir çok yaşlı nufus üyemiz en azından şeker tansiyon gibi hastalıkları taşıyor. Haber başlığıyla sevince boğulmuşken araştırınca bir tık hayal kırıklığı. Şunu da belirtmek isterim ki bu haber ilk aklıma gelen olduğu için paylaştım. Tabi ki yeni bir uygulama varsa başta pilot bölge seçilerek denenecek. Tabi ki belirli kriterler aranır. Anlatmaya çalıştığım şey tüm gün bir sürü bilgiye mağruz kalıp bir çoğunun içeriğini bilmiyor oluşumuz. Sorsan itiraz edene savunacak kadar inançlıyız. Çünkü yetkili bir makamdan açıklandı ama detaylarını biliyor muyuz, hayır.

Gene konuyu azıcık uzattım ama kısaca özetlemem gerekirse her duyduğumuza inanmayalım. Elimizin altında internet diye bir şey var. Saatlerimizi alakasız programlarla televizyonda harcayacağımıza duyduğumuz şeylerin detaylarını öğrenmeye, aynı konuyu bir kaç farklı görüşte insandan okumaya ayırabiliriz. Kim bilir belki yıllardır bildiğimizi sandığımız şeyler aslında öyle değildir. Benden bu kadar. 😊

SEVGİLER

Herkese merhabalar 😄
Yaklaşık bir haftadır biraz yoğunluktan biraz tembellikten yazamıyordum. Dün bir yazıyla geri döndüm ve dönüşümle birlikte hemencecik mimlendim. Çokta mutlu oldum. ANNESİ'nin PRENSES'i'ne teşekkür ediyorum. Onun yazısının linkini de okumak isteyen olursa diye şuraya bırakayım. MİMİMSİTRAK ŞEYLER 

Öncelikle ben üniversite zamanlarımdan itibaren neredeyse hiç televizyon izlemiyorum. Lise zamanlarında da koşulları zor olan bir lisede oluşumdan ötürü çok kısa bir zamanda izlerdim. Şimdilerde çok dikkatimi çeken bir şey varsa yayın tarihinden sonra internetten izliyorum. O yüzden soru çokta hakim olmadığım bir yerden geldi. 😄 Televizyon haricinde denk geldiğim reklamlar kısıtlı ama benim en çok dikkatimi çeken reklam Magnum reklamları

Her Magnum reklamında bir hayat felsefesi kazandırma özelliği üzerine gitme durumu var. Yaşam koçumu dondurma firması mı belli değil. Dondurmayı yiyen kadına eklenen extra bir seksapalite, vahşi doğada yanına yanaşma imkanımız olmayan hayvanların kullanılması. Dondurma değil hayal gerçekleştirici. 😃

İkinci dikkatimi çekense şampuan reklamları. Allah'ım o nasıl bir parlaklık, o nasıl dolgun saç öyle diye düşündüğüm bir sürü şampuan reklamı olmuştur. Ben biraz meraklı olduğumdan 😊 azıcık araştırmış ve güvenilir bir haber sitesinin o gün ki haberinde oynatılan oyuncunun saçlarında çıt çıt olduğu yayınlanmıştı. Çoğunlukla kutuların üzerinde yazılanların değişip içerikleri aynı kalan şampuan firmaları her reklamlarında iddialarını bir tık daha öne taşıyor. Taşısınlar bakalım. (Bahsettiğim oyuncu Pelin Karahandı galiba tekrar araştırmadım üzerinden baya zaman geçti.)

Hazır reklamlarla ilgili yazmışken 2013 yılında Audi'nin çıkardığı bir reklam vardı. Linkini ekledim. İzlemenizi tavsiye ederim. Benim şimdiye kadar en beğendiklerimden biridir. Tek reklamla tüm rakiplerine güzel bir gönderme yapıyordu. Bir arabandan ne istersiniz diye sorup rakip firmaların sloganları olan anahtarlıkları bir bir ekliyor en sonunda Audi'nin logosu elde ediliyordu. Bence çok yaratıcıydı. Sonrasında Bmw'den atak reklamlar görmüştük. Bu şekilde olan reklamlar bana daha ilgi çekici geliyor.

Benim aklıma gelenler bunlar benden görüp hoşuna giden herkesi bu mime davet ediyorum. Tek tek isim yazmadım. Ben yazarken çok eğlendim. Sizlerinkini de beklerim.

SEVGİLER

Hepimizin rutinleri var. Uyandığımız saat yaptığımız günlük işler, haftalık tekrarlanan olaylar, sevdiğimiz şeyler ve sevmediğimiz şeyler. Rutinleri oluşturmak tekrarlı yaşamak bizim özümüzde var. Organlarımızın çalışması bile tekrar eden bir düzen içinde. Hayatımız önce alışkanlık haline getirip farkına bile varmadan tekrarladıklarımızdan ibaret. Düşünce sistemimizde buna dahil. Peki her rutinimizi seviyor muyuz? Ya bırakmak istediğimiz ya da yenileriyle değiştirmeyi istediğimiz şeyler varsa. Hepimize zaman zaman olmuştur. Hayatımızda bir şeyi değiştirmek ister ve ancak 3 gün dayanır sonunda eskisine geri döneriz. Nedeni ise